25 Haziran 2013 Salı

Durak...



Daha gidecek yolum olduğunu düşünüyordum
Meğer önceki durakta inmiş kalbim.
Ben bunu yeni fark ettim…

Yürek Yorgunluğu

Ateş edip vurduğun, sözlerinle kanattığın, yaralarımı kendim öpüp okşayarak iyileştirmeye çalışıyorum
Her sabah yeni bir pansuman yapıyorum kalbime,  kapanmayan geçmeyen yaralarım var artık çünkü
Bazen alkol basmak gerekiyor sızlayarak  kanayan yaraların üstüne. İnsanlar beni alkolik sanıyor oysa ben sadece yaralarıma basmak için içiyorum alkolü
Her mevsim yeniden tohumlar ekiyorum bir türlü tutmayıp kuruyup gidenlerin yerine.
Bu kadar sevilmeyi hak etmişmiydin bilmiyorum. Geç kalmış bir soru bu…
Şimdi kağıt kesiklerim var ellerimde. Sana göndermek için yazdığım ama bir türlü gönderemeyip yırttığım mektuplar yüzünden
Senden geriye kalan parçalarımı toplayıp yapıştırsamda biliyorum ki bir ben etmeyecek artık
Şimdi senden bana geriye kalan tek şey yürek yorgunluğu.

 

24 Haziran 2013 Pazartesi

1 Yaş Daha Büyüdüm...

Artık eskisi kadar cok dışarı çıkmıyorum geceleri. Bir evin sıcaklıgı ve dost sohbetleri daha çekici geliyor bana. Hiç tanımadığım biriyle tanışırım heyecanı duymuyorum artık eskisi gibi. DURULUYORUM

Hayatimdaki insanların listesini yapar oldum bugünler de.İyi gün ve kötü gün dostlari diye iki liste var elimde. İlişkilerde tasarruf dönemi baslattım hayatımda. Gereksiz olan ne varsa atıyorum hayatımdan. Bana benden yakın olanlar ve ben gibi olanlar kalıyor sadece elimde. SADELEŞİYORUM

Eskisinden daha cok vakit geciriyorum mutfakta. Sevgimi katıp daha cok sey pişiriyorum, dışarıda ayaküstü yemek yerine. Kalabalık yemek sofralarında biraraya getiriyorum dostlarımı.  DİNGİNLEŞİYORUM

Yaslandim telaşına kapılmıyorum artık. Aksine yeni yeni tanımaya başladigim olgunlugumla daha iyi anlasir ve sever olduk birbirimizi.Kendimi anlatmak icin ugrasmiyorum kimseye. Süslü kelimeler ve sahte gülüşler için zorlamıyorum kendimi. Beni anlayan ve beni seçenler ile zaten kelimelere gerek duymadan anlaşıyorum cogu zaman. OLGUNLAŞIYORUM

Hayır demesini başarıyorum artık. Kimseyi kırarım uzerim korkusu duymadan gerektigi yerde ve tam da söylenmesi gereken zamanlarda korkusuzca hayır diyorum. AKILLANIYORUM
Sevginin degerini ve kıymetini her zamankinden daha çok anlıyorum. Yıllar geçince sonunda kazananın sevgi olacağını biliyorum.
Duruluyorum,sadeleşiyorum, dinginleşiyorum, olgunlaşıyorum,akıllanıyorum sanırım artık BÜYÜYORUM

 

21 Haziran 2013 Cuma

Çok Geç Anladım...

Çok geç anladım benim sana nasılda yanlış zamanda geldiğimi.
Çok sonra farkettim ki sen güzün ortasında kendini kışa hazırlarken ben bir Haziran edasıyla gelmişim senin hayatına. Sıcaklığım eritmeye başlamış kalbinin buz tutmaya yüz tutmuş duvarlarını. Nereden bilirdim ki o suların bizi boğacağını.
Doğru insan olmak yetmiyor bazen, doğru zamanda gelmediysen hiçbir ederin yok sevgilinin gönlünde. Nadasa bırakılmış bir gönülde tohum yeşertmek zormuş çok geç anladım. Yanlızlıktan nefret ederdin belki ama aslında en yakın arkadaşındı senin yanlızlık. 
Bana verecek bir cevabın olmadı hiç, senin hep soru işaretlerin vardı. Ama bilirdim dile gelmemiş cümlelerin olduğunu. Çok geç anladım benim sana nasılda yanlış zamanda geldiğimi.                                                                                            
Senin herşeyi zamana bıraktığın telaşsız, boşvermiş bir anda, ben hayatı yakalamak edasıyla gelmişim  hayatına
Aşka en büyük ihanet sonu ne olacaksa olsun onu hiç yaşamadan bitirmektir demiş yazar.                                               
Ben aşka hiç ihanet etmedim...

20 Haziran 2013 Perşembe

Hayat...

Doğumla tattık ,yaşadık ilk ayrılığımızı. Hayata ilk tutunuşum, ilk bağlılık duygumuz gitti göbek bağımız kesildiğinde.
Tek bir makas darbesiyle  atıldık en güvenli mabedimizden. Anne dediğimiz en sevdiğimiz varlıktan ayrıldık tek  bir makas darbesiyle
Ve biz bugün hala yaşıyoruz. Söyleyin bana şimdi başka hangi acı hangi ayrılık öldürür bizi ?

14 Haziran 2013 Cuma

Sınav...



Okulda en sevmediğim sınav türüydü boşluk doldurmaca
O günlerden kalan bir duygu bu
Şimdi ne zaman biri gitse hayatımdan yerini doldurmayı sevmiyorum,DOLDURAMIYORUM

Rüzgar

İçimde rüzgar yapan boşluklar var
Doğru kelimeyi bulursan cümle tamamlanır boşluk dolar
Eskiden İZ olanlar BİZ olur

Son Olmak

Bazen son olmakta güzeldir aslında.
Bir mektupta son cümle olmak,  son öpücük olmak, bir hayatta son olmak
Sonların yeri ayrıdır hep bende.
Bilrim ki sonlarda ilkler kadar önemlidir insan hayatında.Akılda kalan acıtan sonlar vardır hepimizi
Bazen son sevgili olur kalırsınız bir kalpte, bazen de bir son vermeniz gerekir bütün olanlara.
Akılda kalacak hep hatırlanacak bir son olmak istersiniz o anda.
Hani o gidenin kalanı Allah'a emanet edişi vardır ya,her ayrılık öyle olmalı benim gözümde
Gidense tercihlerini yapmış, kararını vermiş, cebinde kalan son hoşçakalı geride bıraktığına armağan etmiştir çoktan.
Vedaların ve sonların yeri ayrıdır bende en  az başlangıçlar kadar.

Seni Sevmek...

Seni sevmek ;
kafamı nutella kavanozuna sokup ya biterse korkusuyla rahatça yiyemek gibi bişeydi
 

Gitmek...

Hani herkesin bi gidesi gelir ya uzaklara, bilinmeyen bi yerlere.
İşte bugünlerde bende de bir gitme istegi, hic düşümeden plan yapmadan sabah kalkıp birden bire gitmeye karar vermek ve gitmek
Belki de halen senden kopmak ve seni unutmak için bu gitmek isteği
Oysa ben aylar önce umutlarımı,hayallerimi,sana olan sevgimi, haykırışlarımı bir bavula tıkıştırıp gitmistim hayatından
Umutlarım vazgeçişlerime çarpıp kırılıp döküldü hep yollara
Belki de gitmek degilde kalamamak incitmişti en çok beni.
Sadece  ölüler yanlız gider demişti bir yazar ahhh ne kadar doğru söylemiş
Gidiyorum ama asla yanlız degilim
Korkularim, pişmanlıklarım, yarım kalanlarim öfkelerim ve daha bir suru sey.
İçim oyle kalabalık gidiyorum ki 
Şimdi kendimi senin hata olduğuna inandırmaya çalışırken,hangi gerçek avutabilir beni

Küçük Şeyler...

Hep küçük şeylerle mutlu oldum ben hayatta. Küçük bir gülüş, küçük bir çiçek yada küçük bir merhaba ile
Büyük ve kalabalık lokantalar yerine ayaklarım hep minik ve şirin kafelere gitti benim
Küçük dokunuşlarla büyük ve unutulmaz anılar bırakmak istedim hep girdiğim hayatlarda
Günün birinde küçük bir kahkaha ile veya küçük bir not kağıdına yazılmış sevgi sözcükleri ile
Küçük şeylerin izi hep daha büyük kaldı nedense bende. Kalbimde oluşan küçük sıyrıklar hiç geçmesede üzülmedim iz bırakmalarına
Küçük şeyler önemlidir hayatta
Büyük şeyler gibi şiddetli gelmezler bize  ama  Bülent Ortaçgil’inde dediği gibi;

Hep küçük şeyler bizi usandıran
Küçük şeyler bizi utandıran
Hep küçük şeyler, küçük şeyler bizi yarıştıran
Küçük şeyler bizi uzlaştıran
Küçük şeyler, hepsi de küçücük şeyler
Bizi yönlendiren, sevindiren, düşündüren

Bit Pazarı


Hiç söylenmemiş bir merhaba, hiç verilmemiş bir öpücük ya da sahibini hiç bulamamış bir seni seviyorum cümlesi.
Ya giderse diye başlamadan biten aşklar,
çok sevip sevip karşılık bulmamış ve karşılık beklemeden verilmiş sevgiler,emekler

Nereye elini atsan bir bekleyiş , bir belki bir gün olur umudu…
Kapının arkasında ya  gelirse bekleyişi,
telefonun yanında ya arasa umudu ,
camın önünde yolu gözleyen bir çift göz
Hepsi  sahibinden az kullanılmış…

Son kullanma tarihi yaklaşmış bir kalple ne yapar insan?  Daha çarpacak kaç günü kaldığını düşünerek nasıl sever bi kalp

Uzun uzun zaman oldu  içimdekileri dışarı çıkarmayalı ortalığa dökmeyeli
Atıp atıp içime biriktirdiklerim kaç yıl oldu gün yüzü görmedi
Söylenmeyi bekleyen kelimeler,verilmek istenen sözler,yarım kalmış yaşanmamışlıklar
Öyle çok şey var ki içim sanki bit pazarı.

Her sokakta bir pişmanlık kokusu ve her köşe başında bir keşke nöbet tutuyor.
Yokuşu çıkarken ilk aşk heyecanım çıkıyor karşıma, arkasından ilk terk ediliş ve aşk acısı geliyor peşi sıra
Hayallerimi oynattığım perde artık delik deşik, seyirici olmayan bir son perde.
Öyle çok şey var ki içim sanki bit pazarı

Acıdan Geçmek

Kalemi elime aldigimda bu sefer komik şeyler yazmak vardı aklımda. Ama tum gün karşımda çaresizce oturup terkedilmenin acısını  paylaşmamı isteyen dostum halen gözümün önündeyken sanırım  bu mümkün olmayacaktı.
Onun yanındayken farkettim ki ben acıya alışığım, acıyla yaşamayi biliyorum ama acıyla nasıl başa çıkılır, geçmesi icin ne yapılır galiba bilmiyorum.
Karşımda ağlayan insanın sadece acısına ortak olabildim yanlızlığını  paylaşabildim bugün
Oysa bilmeli ogrenmeli insan  acıdan gecmeyi , sağ cıkmayı
Ama ben acıdan nasıl geçilir nasıl cıkılır bilmiyorum sanırım.
Biliyorum acıdan kaçılmaz ama en az zararla nasıl çıkılır ogrenmeli bilmeli insan.
Acıya katlanmayı ogrendim de ,içinden geçip çıkmayı  halen başaramıyorum galiba
Hayat en iyi oğretici aslında ; umutlarımız yitip gittiginde hayallerimiz yıkıldığında  hayal kırıklığı  deyip geçmeyi hep hayat ogretti bize. 
Ama o yıkık dokuk hayallerden yeni  bir hayat nasıl inşa edilir hiç soylemedi bize
Kimsenin yardımı olmadan atesi yakacak kadar büyüttü bizi ama içimizdeki yangını nasıl söndürecegimizi hiç öğretmedi

Sahibinden Az Kullanılmış Satılık Aşk

Bir ilan yazmaya karar verdim bu sabah. Sahibinden satılık az kullanılmış Aşk. İhtiyacı olan alsın baksın denesin. Kalbine sığarsa bu büyük aşk içini ısıtırsa hemen verebilirim. Yıllarca içimde sakladım korudum kolladım bu aşkı kimselere vermedim. Birgün gelirde gerçekten değer anlayan biri çıkarsa gösteririm diye düşündüm. Aklım kalmadı değil kimi zaman kalbimi çalmak isteyenlerde. Ama aşk çabuk anladı harcanıp gideceğini ve izin vermedi hiç kalbin onları sevmesine. Ufak tefek sıyrıklar ve çiziklerle çıktı nice gönül maceralarından.
Ama artık böylesine büyük bir aşk ağır geliyor bu bedene bu yüreğe. Bu yüzden bugünden itibaren satılık. Sahibinden az kullanılmış satılık Aşk. Bu zamanda kalmadı böyle temiz böyle beklentisiz aşk. Baktım olmadı hiç alıcısı çıkmazsa koyup bir kuşun kanadına salacağım bu aşkı gökyüzüne yıldızlara

13 Haziran 2013 Perşembe

Gelgit...

Asılı Kaldım

Bazen ne inceldiğim yerden kopabildim ne de sıkıca yapışabildim hayata
En kötüsüdür ya ne siyahsındır ne beyaz
çamaşırlara leke yapmış gri bir duman isi gibi kalırsın hayatta
Zamanla hepsi geçer dediğim günler oldu ama geçmeyenler bende sızı kaldı
Zamanla azaldı acılar ama senden alacaklarım borç hanende yazılı kaldı
Akışına  bıraktım herşeyi ama akmayan gözyaşlarımda  kaldı
Yeniden başlamak için birçok sebep bulunabilirdi hayatta ama;
Benim suçum özensizce söylenen bir,görüşürüz kelimesine asılı kalmaktı

Yolun Yarısını Yürümüş Kadınlar...

Yolun yarısını yürümüş kadınlar daha cesurdur artık eskiye göre
Aşka ve sevdaya daha güzel teslim olurlar. Duygularının tadını çıkarmayı öğrenmişlerdir çünkü. Korkmadan söyleyebilirler sevdiklerini ve iyi bilirler neyi istediklerini
Yolun yarısını yürümüş kadınlar vakit geldiğinde gitmesini bilirler ve bilirler ki gideni birgün dönermi diye bekleyecek kadar uzun değildir hayat.
Bugüne kadar kimbilir kaç geceyi eskitmişlerdir döneceğini bekleyerek.
Yolun yarısını yürümüş kadınlar hayatın peşinde koşmayı bırakmıştır. Çünkü öğrenmiştir artık bu hayatta ona eşlik etmeyen isteyen ne varsa kendiliğinden gelmeli yanına
Yolun yarısını yürümüş kadınlar huzur verir insana.
Yaş 35 yolun yarısı diyen şair gibi, adımlarını sakin ve yavaş atar yolun yarısını yürümüş kadınlar. ufak ama derinden izler bırakır yolun yarısını yürümüş kadınlar

Gözyaşı...

Yetim Kalmış Bir Şiir

Çoğu zaman kelimelere ihtiyaç duymadan, sevgi sözcüklerine değip dokunmadan
 buz tutmaya yüz tutmuş kalbinle hayatta kalmaya çalışıyor gibisin…
Kalbin aşk için çarpmayı ne zaman yasakladı kendine bilmiyorum
Uzun zaman olmuş gibi içindekileri ortaya dökmeyeli, anlatmayalı
Söylenmeyi bekleyen kelimeler,verilmek istenen sözler
Öyle çok şey var ki
İçin sanki bit pazarı...
Sahibinden az kullanılmış veya hiç alıcısı olmamış duygularla dolu
Bir  fener alıp  kalbinin derinliklerine inmek istiyor bazen insan
Kalbine giden tünellerde gün ışığı girecek delikler açıyorum kimi zaman.
Yaşanmışlıkların ve birikmiş anıların çıkıyor karşıma.
Bana göre Kırmızı ile Mavi’nin karışımı bir renksin sen…
 Bir yanın sıcak ve ılık , bir yanın hep bir adım uzak ve yalnız.
Geçtiğin yollarda senden geriye kalan  zafer kokusu olsa da hep
Aslında oyuncaklarını kimseyle paylaşmak istemeyen bir çocuksun hala….

Bensizlik

Sensizlikten yoruldum.
Bende S harfini atıp yerine B koydum.
Şimdi birazda sen düşün istedim

Saklambaç

Bir gün bana saklambaç oynayalım dedin
Ben gözlerimi kapadım 10’a kadar saydım
Şimdi içimden hala saymaya devam ediyorum
Çünkü sen saklandığın yerden hiç ortaya çıkmadın

Hep Aynı

Aşk

Kararsızlık diye uzun bir cümle çıktı ağzından durdum.
Ben sadece 3 harf kısacık bir kelimeyle karşılık verdim anlamının altında ezilip kaçtı.

AŞK

Vazgeçme Zamanı...

Mevsim vazgeçme zamanı
Agaçlar bile yapraklarından vazgeçip dökerken
Sen tüm gücünle kurtulmalısın omuzlarındakı yasanmamışlıklardan
Çünkü en çok yarım kalan şeyler acıtır canını
En çok tam da oldu derken biten seyler kanatır yarayı
Hep en gelmeyen ozlenir yanıbaşındakini gormez gozlerin
Hep en konuşmayan dinlenir
Kulağına sevgi sozleri fısıldayanı duymazsın
Mevsim vazgeçme zamanı , usulca vazgeçip bırakmalı
Zaten hiç senin olmayanı...

Anne

Ateşe dokunursam elimin yanacağını öğrettin ama
kalbime ateş düşmesine izin verirsem hepten  kül olacağımı hiç söylemedin bana anne…
2 +2  nasıl dört eder senden öğrendim de
Bir insandan bir insan gidince geriye nasıl koca bir hiç kalır
buna aklım bir türlü ermedi anne
Şimdi sana kızmak ne seni ne de gideni geri getirir
Artık ne başöğretmen var ne de öğrenmeye hevesli öğrenci
Unut gitsin hepsini

Bir Varmış Bir Yokmuş

Bir varmış bir yokmuş diye baslayan masallarla büyüdük biz.
Bu yüzden alışığız hepimiz  tam buldum derken kaybetmeye...

Kumdan Kaleler

Çocukken en sevdiğim şey kumdan kaleler yapmaktı. Büyüdüm ama  fazla sey değişmedi bende.
Şimdi de kendine buzdan kaleler yapmışları seviyorum:))
 
 


Saatim hayatimi 36 geciyor

Saatim hayatımı 36 geçiyor.
Sokakta top oynayan çocuklarin sesini duyuyorum bir ara kırmızı bir top geliyor gozumun onune
Birde camdan bakan annemin yüzü
Saatim hayatımı 36 geciyor
Yüzümdeki bu cizgilere ve omzumda ağırlığını hissettigim endişelere bir anlam veremiyorum
Ne kadar zamandır benimle birlikteler?
Saatim hayatımı 36 geciyor
Buğulu bir camın uzerine resim çizerken buluyorum kendimi
Ne çizdiğimi gormeye calışıyorum .Bir bulut,bir gunes ve bir ev
Saatim hayatımı 36 geciyor
Bir film seridi gibi gecerken hayatım gözümün önünden ben bir kez daha sevinç ve heyecanla karşılıyorum yeni yaşımı
Herseye inat yeni bir umut ve yeni bir gülümsemeyle
Saatim hayatımı 36 geciyor...

Hafiflemek

Yaz gelmeye başladı mı herkesi bir rejim bir detox telaşı alır.
Herkes birkaç kilo zayıflamak derdindedir.
Oysa esas hafifleme içimizde ve kafamızın içindekileri atmakla başlayacaktır.
Bu sefer bir değişiklik yapın ve fazlalıklardan kurtulmaya içinizdeki,iç dünyanızdakileri atmakla  başlayın.
Her gün bir yada birkaç  olumsuz duygunuzu atın içinizden.
Kıskançlık, kendini ispatlama, daha fazla kazanma ve diğerleri.
Tek tek hepsini atın içinizden
Kurtulun bu duygulardan.
Sizi üzen ,hayal kırıklığını uğratan herkesi unutun , çıkarın kalbinizden.
Hayatın normal akışında sevgiyle bırakın onları
Son dönemin moda söylemlerindeki gibi sevgiyle affedin ve çıkarın hayatınızdan
Keşke beni sevseydi demeyi bırakın, beni anlamadı demeyi bırakın
Hırslarınızı , intikam duygunuzu bırakın
Korkularınızı, endişelerinizi sizi tutan engelleyen ne varsa bırakın.
İçinizde sonsuz sevgiye ve yenilere yer açın.
Sezen'inde dediği gibi  bırakın Hayat bildiği gibi gelsin….